Bu Blogda Ara

Harika renkler


Harika renkler kitabı ile çocuğunuzla eğlenceli

vakit geçirirken aynı zamanda onun dil, zihin,
hafıza ve konsantrasyon gelişimine de
yardımcı olacaksınız.


Kırmızı, sarı, mavi, yeşil...


Peki senin en sevdiğin renk ne?
Sayfaları çevir ve eğlenceli süpürgeler
sayesinde renklerle ilgili daha pek
çok şeyi öğren.


***

Çocuklar renkleri görmekten çok hoşlanırlar. Bu yüzden ilk oyuncaklarından dönencelerine
kadar bir çok şeyde canlı renkleri tercih ederiz.

Ve elbette kitaplarında...

O minicik elleri kitaba alıştırırken en büyük yardımcımız da yine renkler olacaktır. O cıvıl cıvıl rengarenk kitapları gördüklerinde emin olun çok heyecanlanacaklar ve sayfalarını çevirmek için sabırsızlanacaklardır.

Harika renkler ismi gibi harika bir kitap!

Bir çok ana ve ara rengi öğretmekle kalmıyor, aynı zamanda arayıp bulma duygusu, eşleştirme, değişim dönüşüm kavramlarını gösteren ve farkındalıklarını artıran küçük alıştırmalar sunan bir kitap. Aynı zamanda ufaklığınız da renk çarkını çevirerek, pencere kapaklarını çekerek, tahmin etmeye çalışarak, bir yandan alıştırma yapacak diğer yandan eğlenerek renkleri öğrenmiş olacak.

Çocukların renkleri adlandırmayı öğrenmesinin konsantrasyon, hafıza, zihinsel beceri ve dil gelişimine olan katkısından bahsedilirken aynı zamanda renklerin çocuk gelişimi ve psikolojisi ile ilgili de önemli etkileri olduğu söyleniyor.

Ayrıca anne babaların onları daha iyi anlayabilmesi ve becerilerini artırmada yardımcı olabilmesi için ebeveyn notları da var.

Eğlenceli bir alıştırma kitabı. Mandolin yayınlarından.

Dev Şalgam

Bir zamanlar kocaman bir bahçenin içindeki derme çatma kulübelerinde altı sarı kanarya, beş beyaz kaz, dört çilli tavuk, üç kara kedi, iki şişko domuz ve bir koca inekleri ile beraber yaşayan yaşlı bir adam ve yaşlı bir kadın varmış. Tarlalarına ektikleri sebzelerden biri dev bir şalgam olmuş ve şalgamı yerinden çıkarmak için tüm çiftlik hayvanlarının yardımına ihtiyaçları varmış...

Dev Şalgam hikayesi ilk defa 19. yüzyılda Rusya'da Aleksei Tolstoy tarafından kaleme alınmıştır. Hem okul öncesi çocuklar için hem de okumaya yeni başlayanlar için eğlenceli bir halk hikayesidir.

Niamh Sharkey'nin olağanüstü illüstrasyonları bu çok sevilen Rus halk hikayesine yeniden hayat verirken okuyan herkesin kahkahalarla gülüp bol bol şalgam suyu içmesine neden olmaktadır.


Batuhan'ın ilk kitapları sadece çizim ve fotoğraflıydı. İlk sözlüklerim, hayvanlar, şekiller, sayılar derken yavaş yavaş yazılı hikayeli ama yine de bol resimli kitaplara geçiş yaptık. Ben hikayeleri okurken o dikkatle resimlerini inceledi. Duydukları ile gördüklerini birleştirdi.

Çocuk kitaplarında çizim işte bu yüzden çok önemlidir. Biz kitabı yüksek sesle okurken, ufaklıklarda pür dikkat resimleri incelerler. Dikkat seviyelerinin ve ayrıntıları fark etme becerilerinin bizden çok daha yüksek olduğunu düşünürsek, onlara en iyisini göstermenin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Bu yüzden Batuhan'ın kitaplarını seçerken öncelikle ve mutlaka her sayfasını inceliyorum. Kahramanların yüz ifadeleri nasıl çizilmiş; gözü yormayan, resim üzerinde gezindikçe gözü rahatlatan renkler kullanılmış mı, arada eğlenceli sürprizler yapan, güldüren, belki şaşırtan objeler var mı mutlaka dikkat ediyorum.

İşte "Dev Şalgam" tam da burada beni en çok tatmin eden kitaplardan biri. Hikayesinin bizim çocukluğumuzda dinlediğimiz masallara olan benzerliği keyif verirken, bir yandan da gözü yormayan, harika çizimleriyle çocuklarınıza tam bir görsel ziyafet sunuyor. Üstelik saymaya yeni başlayan çocuklar için sayma alıştırması olarak kullanılabilecek, esprili yaklaşımları var.

Eski zamanlardan, farklı coğrafyalardan hikayeler toplayan, hatta adını Gılgamış Destanı'ndan alan Enkidu Kitap'tan.


İdil'in Dağınık Saç Günü

Bugünü Dağınık Saç Günü ilan ediyorum!

Kimin umrunda?

Gitmem gereken bir sürü yer, yapmam gereken bir sürü iş var. Saçımı taramakla uğraşamam!

Haydi İdil'le tanışalım. İdil'in işleri başından aşkın. Onca işinin ortasında saçıyla uğraşmak istemiyor. Spor bir arabayla alışverişe gitmek varken, karmakarışık saçla uğraşmayı kim ister ki? Çocuklar, İdil'in hayaller dünyasına dalıp saçını taramamak için uydurduğu mazeretleri ise sonunda taranmış saçların güzelliğine nasıl yenik düştüğünü büyük bir keyifle okuyacaklar.

Kitabı elime aldığım anda vuruldum. Üç yaşından beri resim yapan Shane McG'nin çizimleri büyüledi beni. O çarpıcı renkler, o detaylar, o derinlik... Ve biliyor musunuz ben dünyayı bir bücürün gözünden gördüm ilk defa bir kitapta. Evet, her sayfada dünyayı kesinlikle küçük bir kızın gözlerinden görüyorsunuz. Bir yandan İdil'in hikayesini okurken diğer yandan da onun kocaman dünyasına dalıyorsunuz balıklama.

Her sayfa ayrı bir keyif, harika bir ev macerası, müthiş bir hayal gücü.

Ve kitap çok eğlenceli, daha ilk sayfalarda Batuş'un kahkahalarıyla kesiliyor okumamız. O kadar çok gülüyor ki İdil'in "mühim" işlerine, uzun süre bekliyorum tekrar okumaya başlayabilmek için.

Çocukların kendi oyunlarına ve hayal ettiklerine sıkı bağlar kuracakları, annelerin çocuk oyunlarını tekrar anlamlandıracakları sevimli, şeker gibi bir kitap.

kidzR (Redhouse kidz) yayınlarından.

Galata Kulesi'nin Martısı Zeynep


Uzun zamandır kütüphanemizde olan harika kitaplardan biri; Galata Kulesi’nin Martısı Zeynep. Martının isminin Zeynep olması Batuhan'ı inanılmaz güldürüyor. O gülüyor, ben keyifleniyorum. O gülüyor, ben gülüyorum. Anneyim ya, bütün işim gücüm onun gülen badem gözleri.

En sevdiğimiz kitaplardan biri oldu Galata Kulesinin Martısı Zeynep. Akşamları pijamalarını giyip, dişlerini fırçalayıp, cumburlop yatağa… (Yatağa girerken aynen bu sesi de çıkarıyoruz: Cumburlop!) Sonra başlıyoruz Martı Zeynep’in macerasını okumaya.

Çok şeker bir hikâye… Kuleyi tek başına bekleyen, hiç arkadaşı olmayan bir martı Zeynep… İstanbul’a yeni gelen yorgun martı Karadenizli Fikret’in Galata kulesinde dinlenmesine izin vermeyince çok üzülüyor Batuş. Fakat ya bir gün Zeynep’in de yardıma ihtiyacı olursa? İşte o anda nasıl bir heyecan, nasıl bir telaş. Ne olacak şimdi? Zeynep’in başına ne gelecek. “Çabuk oku anne, çabuk oku!”

Çabucak okuyorum, keyifle bitiriyoruz kitabımızı.

“Galata kulesine gidelim mi?” diye soruyorum. Gözlerini kocaman açıp, soru işaretleriyle dolu bir bakış atıyor bana. “Galata kulesi gerçekten var mı?” Nasıl bir şaşkınlık, merak! Ne kadar da aptalım. Ona masalların gerçek olmadıklarını söyledim kaç kere. Şimdi o bir kitabın üzerindeki Galata kulesine, bir bana bakıp cevap bekliyor.

Anlatıyorum ona bazı masalların gerçekte var olan yerlerde geçtiklerini. Masalların ve kahramanların gerçek olmadıklarını, fakat yerlerin olabileceğini… Sanırım anlıyor.

Kitabımızı aldıktan kısa süre sonra Galata kulesini görmeye gittik elimizde kitabımızla. Bir kitaba bir kuleye baktı şaşkın şaşkın. Kitapta okuduğu tüm yerleri gerçekte gördü. Kitabın çizimlerinin gerçekle çok benzeşmesi de karşılaştırmalarımızı daha eğlenceli hale getirdi. Martıların hangisinin Zeynep olduğuna karar verdi.
Keyifli ve farklı bir gün yaşadı.

Yardımlaşmanın gücü ve arkadaşlığın önemini anlatan keyifli bir kitap.

Çitlembik yayınlarından.

Böğürtlen Cini ve Sarı Gaga



Sarı gagalı küçük kuş göç zamanını kaçırmıştı. Yapraklarını dökmeyen Ulu Ağaç ve Böğürtlen Cini, yalnız kalan Sarı Gaga'yı korumak için kolları sıvadılar. Dostluk ve dayanışmanın en güzel öykülerinden biri.


Batuhan'a hikaye okurken beni en tatmin eden şey onun hikayeye tepki verdiğini görmek. Üzülmek, sevinmek, heyecanlanmak, korkmak...
Onun hikayeye kendini kaptırışını görmeye, hikayedeki figürlerin yerine kendisini koyabilmesine ve onların duygularını hissedebilmesine yani 'empati' kurabilmesine bayılıyorum.

Böğürtlen Cini ve Sarı Gaga hikayesinde çok net duygular vardı. Hikayeyi okurken, beraber korktuk önce, sonra meraklandık, annesiz ve babasız soğukta kalmış olan kuş için çok üzüldük ama sırf onu korumak için yapraklarını dökmeyen tonton ağacı görünce içimiz sımsıcak oldu.

Hikaye boyunca Sarıgaga'nın, Böğürtlen Cini'nin ve ağacın başına gelen üzücü olayları öyle iyi dokunuşlarla güzelliklere çevirmiş ki Feridun Oral, bir yandan hayatın bize getirebileceklerini usulca ve kırmadan öğrenirken, diğer yandan iyiliğin gücünü ve hayatta nasıl büyük farklar yaratabileceğini içimizde, en derinlerde hissediyoruz.

Böğürtlen Cini ve Sarı Gaga kitabının muhteşem çizimleri ile Japonya` da UNESCO` nun 1992` de düzenlediği "Noma Concours" da üçüncülük ödülü almış olan Feridun Oral'ın hikayeleri bundan sonra kütüphanemizin başköşesinde olacak.

Yapı Kredi Yayınları'ndan